Yaklaşık bir hafta önce (1 Haziran 2021) TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) 2020 yılındaki trafik kaza istatistiklerini (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Karayolu-Trafik-Kaza-Istatistikleri-2020-37436) paylaştı. Bildiğiniz gibi 2020 yılı, korona virüs pandemisi ile adını tarihe yazdırdı. Bu pandemi diğerlerine nazaran daha global ölçekte bir aydınlanmaya sebep oldu. İlk defa tüm dünya ülkeleri şeffaf bir şekilde ölüm istatistiklerini paylaşma ihtiyacı duydu. Bu, global bir dünyada yaşıyor olmanın getirdiği bir gereklilik oldu. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü (WHO: https://www.who.int/) önemli rol oynadı.
Aslında her yıl çeşitli sebeplerden milyonlarca insan hayatını kaybederken, yeni doğumlar dünya nüfusunu yukarı doğru çekmeye devam ediyor. Worldometer internet adresindeki verilere göre (https://www.worldometers.info/world-population/) dünya nüfusunun 2057 yılında 10 milyara ulaşması bekleniyor. Tüm sosyopolitik olumsuzluklara ve savaşlara karşın, bebek/çocuk ölümlerindeki düşüş son 50 yılda nüfusun ikiye katlanmasını sağladı.
Dünya nüfusu konusunda çeşitli görüşler olsa da, ortak payda ölümlerin veriyle kontrol edilebilirliği ve ölçüm yapmanın gerekliliği. Eğer bir şey ölçülebiliyorsa, yönetilebilirdir. Bu sebeple TÜİK'in yaptığı ölçümlerin ne kadar kritik olduğu aşikar. TÜİK'in yöntemleri konusundaki tartışmalar ve güvenilirlik konusuna girmiyorum. Bu ayrı ve uzmanların üzerinde kafa yorması gereken bir konu. Burada kritik olan konu veri toplamanın önemi. Ve ne mutlu ki, dijitalleşen dünyada veri toplamak çok daha kolay. Bu noktada benim bireysel görüşüm bu verilerin halka açık ve şeffaf bir şekilde paylaşılması. Bu sayede bu veriden anlamlı sonuçlar çıkartmak için çalışabilecek insanlara girdi sağlayabiliriz. Veri Bilimi ve Veri Madenciliği geçtiğimiz 10 yılın en popüler meslekleri haline geldi. Sadece devletin elindeki veriler, yine sadece devletin elindeki uzmanlarca incelenebilir ve işe yarar bilgiye dönüşme miktarı da bu kadro ile sınırlıdır. Ancak bunları şeffaf bir şekilde halka açık hale getirirseniz, faydalı bilgi çıktı miktarını ona erişimi olan insanlar kadar genişletmiş oluruz. Bu sebeple, tüm veri setlerinin şeffaf bir şekilde halka açık hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Burada şeffaf'ın altını özellikle çizmek istiyorum. Eğer veriler manüple edilerek veya doğru seçki ile yapılmazsa, kazanmayı planladığımız oranda olumsuz sonuçlar elde edebiliriz.
Şimdi gelelim bunun trafik kazaları ile ilişkisine. Bu aslında bende verinin önemini tekrar vurgulamak için sadece bir hatırlatıcı oldu. Ancak verilere kısaca göz gezdirdiğimde, trafiğe kayıtlı araçların artış oranını da göz önünde bulundurduğumuzda, rakamsalsal azalma olmasa da, oransal azalma dikkati çekiyor. Bununla birlikte daha sağlıklı analiz yapıp, kök nedenleri bulmak, nokta atışı sonuçları hedef almak için daha detaylı veriler olmalı. Örneğin kazaya karışan araçların yaşı ile ilişkisi ne? Arabanın eskiliği kaza artışında ne kadar etkili oluyor? Veya tam tersi şöförün yaşı ile kazalar arasında bir ilişki var mı? Bu gibi sorular, aslında daha detaylı sonuçlara ve çözüme yönelik içgörüler verecek verileri toplamanızı sağlar.
Ben her yıl kendimi geliştirmek için misyonumu gözden geçiriyorum. Korona sonrası da farkındalığım çok fazla arttı. İnsanların da bu konuda bilinçlendirmek için kendi misyonumu revize ettim. Bundan sonra tüm yazılarımı bu misyonla bitirmeye çalışacağım. Umarım bu yazılarım farkındalığınızı arttırıp, hayatınızda denge kurmanıza ve değer üretmenize yardımcı olur.
"Farkına var, dengeni kur, değer üret."